Doğal olarak müşteriler “ucuz kasko” arayışı içerisinde olmaktadırlar. Ucuz kasko yaptırayım derken bomboş bir kasko alan kişiler mağdur olabilmektedir. Sigorta önemli bir konudur. Sigorta poliçesi aslında bir sözleşmedir. Yani hukuki bir belgedir. Bu sözleşmeden doğan haklar ve borçlar bir hukuk doğurur ve her iki taraf için de bağlayıcıdır. Sigorta şirketleri açısından bir sorun yoktur. Deneyimler ve bilgi birikimi ile kendileri açısından bir standart oluşturmuşlardır. Burada sigortalı tarafının bilinçli olması ve sorun potansiyelini ortadan kaldırması gerekir. Bunu da müşterinin yapması beklenemez.

İşte tam burada Sigorta Acenteleri faktörü ortaya çıkmaktadır. Kısaca sigortacı olarak anılan Sigorta Acenteleri müşterisi adına birçok açıdan değerlendirme yapar ve doğru poliçeyi düzenler. Pek tabii ki tümünden aynı hassasiyeti beklemek iyimserlik olur.

Fiyat/Teminat dengesinin kurulması ve gözetilmesi ve doğru poliçenin düzenlenmesi derin bir bilgi birikimi ve tecrübe gerektirir. Bunların yanında ciddiyet ve sorumluluk duygusuna sahip olmalıdır.

“Ne yapmalıyım?” sorusunun cevabı burada saklıdır. Bilgili, tecrübeli ve güvenilir bir sigorta acentesinden poliçe almalısınız.

Ordu Sigorta kolay kolay değişmeyen ve günden güne sayıları artan personeli ile 30 yıllık bir tecrübeye sahiptir. Konusuna hâkim 16 kişilik kadro bugün itibarı ile 30.000 müşteriye hizmet vermektedir.

Türkiye’nin önde gelen on bir Sigorta Şirketinin Yetki Belgesine sahip olan Ordu Sigorta, sizi her açıdan tatmin edecek bir poliçe önerecektir.

Kasko veya başka bir sigorta yaptıracaksanız Ordu Sigorta’ya gelin. Sizin yerinize Ordu Sigorta düşünsün.

En iyi kasko, En geçerli kasko, En ucuz kasko, full kasko… Bu tabirler halk arasında kaskoyu tanımlamak için kullanılmaktadır. Bir kasko poliçesi bu tanımların tamamını içermelidir. Bunu da yapacak olan bilgili ve deneyimli bir sigortacıdır.

Ordu Sigorta olarak müşterinin durumunu, ihtiyaçlarını ve beklentilerini analiz ederek en uygun şartlarda bir kasko poliçesi edinmesini sağlıyoruz.

Çalınma tarihindeki piyasa değeri araştırılır ve buna ödeme yapılır. Çalınma tarihinden itibaren 30 günlük bir bekleme süresi vardır. Bu süre içerisinde araç bulunamadığı takdirde kısa sürede aracın piyasa bedeli sigortalıya ödenir.

Mecbur değilsin. Bankanın böyle bir şart koşması yasaya aykırıdır. Bu konuda bir uyuşmazlık çıktığı takdirde Sigorta Murakabe Kanununa dayanarak Tüketici Mahkemesine başvurulabilir. Banka krediyi sana lazım olduğu için vermiyor. Kendileri para satmak amacında oldukları için veriyorlar. Böyle olmasaydı telefonlara mesaj atarak veya televizyon reklamları ile kredi önerisi yapmazlardı. Böyle bir baskı ile karşılaşan kişi bunu bilerek bu baskıyı aşabilir.

Bankaların asıl işi para ticaretidir. Sigorta onlar için merkezlerinden verilen hedefler doğrultusunda yapmak zorunda kaldıkları ek bir iştir. Bir tür prosedür, bir tür teferruat gibi. Oysa sigortacılık öyle basit bir iş değildir. Bu sebeple kredi talep eden kişiler bu konuda bilinçli ve dirençli olmalıdır.

Çok nadir bir durumdur. Sigorta sektöründe büyük yere sahip olan şirketler genel olarak müşteri memnuniyetini gözetirler. Çok müşterileri olmasının sebebi de budur zaten.

Piyasa araştırması yapılır ve bu doğrultuda bedel saptanır. Nadiren de olsa piyasa değerinden düşük bir bedel önerildiği de olabilir. Bu durumda öncelikle bağlı bulunduğunuz acente şirketle temasa geçerek gerekli dayanakları sunar ve varsa hatayı ortadan kaldırır.

Bazen müşteriden de kaynaklı uyuşmazlıklar da olmaktadır. Müşteri piyasa değerinden yüksek bir bedel talep ettiği takdirde uyuşmazlık doğabilmektedir. Böyle durumlar için çözüm zordur. Kurt kuzu sendromu… Anlaşma zordur çünkü biri diğerini yemek istemektedir. Sigorta Şirketleri şahıslar gibi davranmazlar. Kurumsal bakışlarına aykırı bir durumdur. Bu sebeple genelde kuzu rolü Sigorta Şirketlerine düşmektedir.

Sigortanın asıl amacı kaybolan değeri yerine koymaktır. Piyasa değerinden daha yüksek bir ödeme yapılması sigortanın mantığına aykırıdır. Sigortanın zenginleşme aracı olarak kullanılması evrensel sigorta hukukuna da aykırıdır.

Bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda öncelikle Sigorta Tahkim Kuruluna Müracaat edilebilir. Oradan da olumlu sonuç alınmazsa dava yoluna gidilebilir.

Burada bir husus da eklemek gerekir. İşini ciddiyetle yapan ve bu sayede belli bir müşteri sayısına ulaşmış acenteler böylesi uyuşmazlık durumlarında çözüm noktası olabilmektedir.

Araçta standart olarak yer alan aksesuarlar fatura bedeli kapsamında olduğu için teminat altındadır. İsteğe bağlı olarak takılan aksesuarlar poliçede tek tek belirtilmek ve bedel koymak şartı ile teminata dâhil olmaktadır. Sigorta yaptırırken bu hususta titiz olunmalıdır. Sıklıkla sorun yaşanan bir durumdur.

Sigortalı şirkete haber vermeksizin sigortalının kendi temin ettiği çekicinin kusurundan kaynaklanan hasarlar kasko teminatı dışındadır. Sigorta şirketinin gönderdiği çekicinin kusurundan kaynaklanan bir hasar varsa sorumluluk Sigorta Şirketine aittir.

Kasko Poliçesi Genel Şartlarına göre rizikonun gerçekleştiğinin öğrenilmesinden itibaren en geç BEŞ iş günü içerisinde hasarın sigorta şirketine bildirilmesi gerekmektedir. Hasarın büyük veya küçük olması bildirim şartını zedelemez. Mücbir yani zorlayıcı sebepler dışında bu süre içerisinde bildirilmeyen hasarlar için dosya açılmaz.

Geçmez. Poliçe iptal edilerek kalan sürenin primi sigortalıya iade edilir ve aracı alan kişi kendi adına yeni poliçe yaptırır.

Yeni nesil araçlarda anahtar sistemi yazılım tabanlı olduğu için böyle bir ihtiyaç doğmaz. Sigorta Şirketleri poliçelerine farklı ek teminatlar verebilmektedir. Bu sebeple bu sorunun standart bir cevabı yoktur. Fiyat odaklı satışın söz konusu olduğu yerlerde bazı Sigorta Acenteleri, ucuz kasko fiyatı verebilmek için bu gibi ek teminatları kısmaktadır. Ucuza kasko yaptırmak isterken birçok mağduriyetler yaşanabilmektedir.

Aracın sigorta edildiği tarihteki bedelinin enflasyon oranında güncellenmesini sağlar. Bir başka deyişle aracın sigorta edildiği tarihteki değeri zaman içerisinde artabilmektedir. Sigortacılıkta temel prensip kaybolan değerin yerine koyulması olduğundan, aracın çalınması veya pert olması halinde o günkü piyasa bedeli üzerinden ödeme yapılır.

Aracınızı yerinden oynatmadan en yakın polis ya da jandarma karakoluna müracaatla şikâyette bulunarak tutanak tutturmalısınız. Akabinde bu tutanağı Sigorta Acenteliğinize ileterek hasar başvurusunda bulunmalısınız. Neticede kimliği belirsiz bir kişi malınıza zarar vermiş ve kaçmıştır. Şikâyet edilmesi gereken bir durumdur. Fail bulunduğu takdirde Sigorta Şirketi ödediği hasarı o kişiden alacağı için hasarsızlık indiriminizde bozulmamış olacaktır.

Etkilenmez. Çünkü Sigorta Şirketi sizin için ödediği parayı karşı tarafa rücu edecek ve hasarsızlık indiriminizi bozmayacaktır.

Cam hasarlarında bir defada hasarsızlık indirimi bozulmaz. Kimi şirketlerde bu hak birden fazladır.

Mevzuata göre araçlara ilişkin mülkiyet değişikliği ancak noter satışı ile mümkündür. Aracınızın el değiştirme işlemi noter kanalı ile yapılmadığı takdirde mülkiyet size ait görünür. Araç sahibi Sigorta Hukukunda “işleten” olarak anılır ve her türlü sorumluluk kendisine ait olur.

Bu asla ve asla yapılmaması gereken satış şeklidir. Ordu Sigorta olarak müşterilerimizi bu konuda uyarmayı bir görev biliyoruz. Bu şekilde aracınızı teslim ettiğiniz kişi öyle bir kaza yapar ki tüm malvarlığınızı yitirebilir, yine de borçlu kalabilirsiniz. Aman dikkat.

Normal şartlar altında alkol seviyesi 50 promili geçince kasko devre dışı kalır. Ancak bahse konu kazada ışıkta bekliyor olmanız sizi kusursuz kıldığı için hasarınız ödenir. Kazanın oluşumunda alkolün bir etkisi olduğu takdirde hasar ödenmez. Bahse konu olayda araç sabit halde ve olması gereken yerde ise alkolden kaynaklı bir durum söz konusu değildir. Bu durumda alkollü araç kullanmaktan cezai işlem uygulanır.

Hayır. Mevzuata göre peşinatı ödenmeyen poliçenin teminatı başlamaz. Kredi kartı ile yapılan ödemelerde, sisteme kredi kartı girildiği anda teminat başlar. Bu sebeple kredi kartı ile ödeme yapmak sigortalı açısından güvenli bir yoldur.

Araca fabrika çıkış standartlarının haricinde ilave olarak eklenen her türlü aksesuar poliçede belirtilmeli ve bedelleri sigorta bedeline eklenmelidir. Aksi halde hasar ödemesinde göz önüne alınmaz.

Trafik sigortası, bir kaza durumunda sizin kusurlu olmanız halinde karşı tarafa ödeme yapar. Sizin aracınızla ilgili herhangi bir teminat içermez. Oysa kasko sigortası, siz kusurlu olsanız da hasarınızı karşılayan bir poliçedir. Sadece bu değil. Kasko sigortasında ilaveten, yangın, infilak, doğal afetler, hırsızlık gibi teminatlar da vardır. Kötü niyetle araca verilen zararlar da kasko kapsamındadır. Araç içindekilere ferdi kaza teminatı verildiği gibi, trafik sigortasında verilen teminatları da genişletir. Yani trafik sigortasının limitleri karşı taraftaki hasarı karşılamakta yetersiz kalırsa kasko sigortasının İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı burada devreye girer.

Aracınızın bir kaza sonucu zarar görmesi, devrilmesi, yanması, çalınması, sele kapılması, depremde zarar görmesi vb. birçok güvenceyi veren bir poliçedir. Trafik sigortasının limitlerinin yetersiz kaldığı durumlarda karşı taraf limitlerini genişleten bir poliçedir. Aracın içindekilere ferdi kaza teminatı da veren kasko poliçesi aynı zamanda çeşitli yardım hizmetlerini de içermektedir.

Aslında böyle bir şey yok. Halk arasında “tam” kelimesinin karşılığında kullanılan “full” kelimesi ile kastedilen şey tam kaskodur. Teknik olarak böyle bir ifade olmasa da tüm ek teminatları içeren eksiksiz bir kaskodan söz edebiliriz.

Bu açıdan bakarsak, bazı ek teminatları verilmemiş bir kasko poliçesi full kasko sayılmaz.

Kasko poliçesi araçla ilgili çok çeşitli teminatları içeren bir paket sigortadır. Dolayısıyla, yukarıdaki tabire göre tüm kasko poliçelerinin ful kasko tanımına girmesi gerekir.

Bazı sigorta acenteleri kasko fiyatı verirken müşterileri cezbedebilmek amacıyla bazı ek teminatlar ve yardım hizmetlerinde kısıntı yaparak fiyat düşürmektedirler. Bu tanımlama muhtemelen buradan doğmuştur.

Bir diğer hususta şudur. Bazı sigorta şirketleri seçmeli teminatlar içeren sınırlı kasko poliçeleri geliştirmektedir. Fiyatı pahalı bulan veya ödeme gücü sınırlı müşterilere ulaşmak amacıyla çıkartılan bu tür ürünler de yukarıdaki tabirle “full kasko” sayılmazlar.

Trafik yasalarına göre suç sayılan bir durum varsa kasko poliçesi ödeme yapmaz. Bu bağlamda ehliyetsiz olmak veya uygun ehliyete sahip olmamak, İstiap haddini aşmak, Alkollü olmak vb. durumlarda kasko poliçesi ödeme yapmaz.

Örneklendirmek gerekirse 4 kişilik otomobilde 5 kişi bulunuyorsa ve kaza olmuşsa bu da kaskoyu devre dışı bırakan bir durumdur.

Buradaki ayrım kusur ve suç ayrımıdır. Kasko kusur halinde ödeme yapar. Çünkü kusur bilerek yapılmaz. Ancak suç için aynı şey söylenemez. Suç bilerek yapılır. Bahse konu olayda sürücü, suç olduğunu bile bile sarı ışıkta geçmiştir.

Böyle durumlarda gereken her neyse kasko sigortası yardım hizmetleri kapsamında karşılanır. Otel, kiralık araç, uçak bileti vb.

Kasko sigortası kapsamında gerçeklesen bir olayla ilgili olarak üçüncü kişilerin sigortalıya dava açması halinde, gereken hukuksal masraflar için verilmiş bir teminattır.

Sigorta eksperinin raporu doğrultusunda Sigorta Şirketi aracın piyasa değerini araştırır ve buna göre ödeme yapar.

Kasko sigortası yardım hizmetleri kapsamında lastik servisi yönlendirilir.

Karşılar, Ancak tek bir lastiğin bedeli kasko sigortasında kazanılmış hasarsızlık indirimini bozmaya değmez. Üstelik lastik hasarlarında lastiğin kullanılmış olma durumuna göre eskime payı kesilmektedir.

Ödenir. Ancak, trafiği aksatacak vaziyette bırakılmış bir araç hasara uğrarsa problem çıkar. Park yasağı olan yere park etmek kusur değil suçtur. Bilindiği üzere kasko sigortası kusur durumunda hasarı öder, suç durumu varsa ödemez. Tıpkı ehliyetsiz veya alkollü olma durumundaki gibi.

Öder. Trafik sigortasında sorun çıkar. Çünkü trafik sigortası karayolu sayılan yerlerdeki hasarları kapsar. Trafik Sigortasının açılımı, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasıdır.

Verilmez. Kasko Sigortasının ana teminatları içerisinde arıza olmadığı için, bununla alakalı kiralık araç temin edilmez.

Bozulmaz. Ön cam veya yan cam fark etmez. Poliçede yazılı cam hakkı ne kadarsa, bu hak tüm camlarda geçerlidir.

Uygun ehliyeti varsa ve ortada trafik yasalarına aykırı bir durum yoksa sorun çıkmaz.

Ancak bazı şirketler, aracı başkasına kullandırmayan kişiler için özel poliçeler üretmektedir. Bu poliçelerde sürücü sınırlandırması olduğu için doğal olarak fiyat daha ucuz çıkmaktadır. Bir tür özel indirim uygulanmaktadır.

Bahse konu durumda, böyle bir poliçe söz konusu ise cevap “problem çıkar” şeklinde olacaktır. Böyle bir durumda ne olur? Sürücü kısıtlaması içeren poliçelerde başka sürücü elinde kaza olursa yapılacak hasar kesintisi oranı yazılıdır. Bu oranın araç bedeline çarpımı ile elde edilen tutar hasardan kesilir.

Biz Ordu Sigorta olarak bu tür poliçeleri çok önermiyoruz. Yaparsak da müşteriye iyice anlatıyoruz. Hasar olduğunda müşteri bu durumu unutmuş olabiliyor. O zaman buyur buradan yak.

Uzatılmaz. Mücbir yani geçerli bir sebep varsa Sigorta Şirketinin onayı ile istisnai uygulama yapılabilmektedir. Bu bir hak değildir.

Çıkar. Birinci ve ikinci derece akrabalar veya sözleşmeli olarak tutulan şoför dışında birisi kullanırsa hasar ödenmez. Zaten engelli araçları için tanınan ayrıcalığın mantığı bunu gerektirir.

Sigortada temel kural kaybın karşılanmasıdır. Sizin kaybınız ÖTV’siz tutar kadardır. Size piyasa değeri üzerinden ödeme yaparsa bu işten bir kazanç elde etmiş olursunuz ki bu da sigortanın evrensel bir prensibine aykırıdır. Nedir bu prensip? Sigorta zenginleşme aracı olamaz.

Sigorta Şirketlerinin kendilerine has fiyat belirleme mekanizmaları vardır. Hasar sonuçları, genel istatistik bilgileri, şirketin pazarlama stratejisi, öncelikleri vb. faktörler farklı fiyat çıkmasına sebep olmaktadır. Bu da doğal olarak kafa karışıklığına yol açmaktadır. Kasko poliçesi yaptırırken fiyattan önemlisi doğru ve dolu bir poliçe yaptırmaktır. Bunun içinde tecrübeli ve bilgili bir acente ile temasa geçilmelidir.

Bazı kasko poliçeleri anlaşmalı servis şartlı olarak düzenlenir. Bu poliçeler diğerlerine göre bir miktar ucuz olmaktadır. Böyle bir poliçe varsa, şirketin anlaşmalı olduğu yerlerin dışına çıkılamaz. Çoğunlukla kasko sigortalarında böyle bir sınırlama yoktur. Hasar söz konusu olduğunda insanlar doğal olarak yetkili servisleri tercih etmektedirler. İl dâhilinde yetkili servis olmasına rağmen başka bir ilde yaptırılmak istenirse eğer, aracın nakliyesi sigortalı tarafından karşılanmak durumundadır.

Üst geçide verilen zararlar trafik sigortasının kapsamına girmektedir. Trafik sigortasının limitinin yetmediği yerde kasko sigortasının İhtiyari Mali Mesuliyet teminatı devreye girecekti. Eğer kaskon olsaydı.

Kasko sigortası manevi tazminat taleplerini poliçe düzenlenirken belirlenen limitler dâhilinde karşılar.

Kasko sigortası İhtiyarı Mali Mesuliyet teminatı üzerinden devreye girer. Ancak, trafik sigortası varmış gibi hesap yapılarak ödeme yapılır. Trafik sigortasının karşı taraf için belirlenmiş maddi hasar ödeme üst limiti olan 40.000,- TL. Düşülerek 50.00,- TL ödenir. Halk arasında kan parası olarak adlandırılan bedeni zarar söz konusu olsaydı, yine aynı mantıkla ödeme yapılacaktı.